Kovid-19’un tüm dünyayı etkisi altına almasının şoku iş dünyası tarafından atlatıldıktan sonra her sektörde çok hızlı bir dönüşüm başladı. Bilişim sektöründe yıllardır alışık olduğumuz ve neredeyse diğer tüm sektörler tarafından henüz tartışmaya bile açılmamış olan uzaktan çalışma artık gündelik hayatların bir parçası haline geldi. Birkaç yıldır söylenegelen dijital dönüşümün önce sosyal hayatlarda, işletmelerde ve en son olarak da kamuda yaygınlaşması için 5 ila 10 yıl arasında tahminler yapılmaktaydı. Ancak salgının farklı bir sonucu olarak bu dijital dönüşüm birkaç ay içerisinde tüm alanlarda büyük bir hızla gerçekleşmeye başladı. Öyle ki tahminlerde kapsam dışı bırakılan bazı yaş grupları, sektörler ve hizmetler bile bu hızlı dönüşüme ayak uydurmaya başladı. Alışveriş davranışlarının değişmesiyle mobil mağazacılık, lojistik, ödeme sistemleri, bankacılık, çeşitli sağlık hizmetleri gibi değişimi beklenen alanlarda geçiş beklendiği gibi hızlı oldu. Bununla birlikte temel eğitim gibi fiziki birliktelikten çabucak kopması düşünülmeyen alanlarda bile çok hızlı bir dönüşümün içerisine girildi. Gelecekte ortadan kalkacak, dönüşecek ve yeni türeyecek mesleklere doğru da adım adım ilerleme başladı. Gelin sadece birkaç ay içerisinde değişen ya da dönüşen işlere bir göz atalım.
Uzaktan bankacılık: Uzun yıllardır alt yapısı hazırlanıyordu. Şubelerde yapılan işlemlerin neredeyse tamamının ATM, internet ve mobil bankacılık üzerinden yapılabilir hale gelmesi sağlanmıştı. Fakat alışkanlıklar henüz tam olarak kırılmamıştı. Salgın şubelere gitme alışkanlıklarında önemli değişikliklere yol açtı. Gelecek yıllarda fiziksel şubelerin azaltılması ve bankacılığın tamamen dijital hale dönüşmesini izleyeceğiz. Burada blok zincir, açık bankacılık kripto para gibi kavramların gündelik hayatta karşılıklarının daha fazla hissedilir olacağı ön görülmektedir.
Uzaktan eğitim: Yeni nesil artık bilgiye nasıl erişeceğini ve ne kadarı gerekiyorsa o kadarı için zaman harcamayı öğrenir olarak yetişecek. Bu, geleneksel eğitim modellerinin tamamen değişmesi, öğretmenlerin dönüşmesi, alt yapıların daha hızlı ve geniş alanlara yayılması gibi sonuçları da beraberinde getirecek. Proje sunumlarının uzaktan yapılması, mezuniyet törenlerinin uzaktan gerçekleştirilmesi sadece birkaç ay önce hayatımıza girmesine rağmen nasıl da uyum sağladık.
Uzaktan sağlık hizmetleri: Salgınların artık dünyanın normalleri arasına gireceği öngörülüyor. Yani doğal afet gibi salgınlar da her an ortaya çıkabilecek ve bununla yaşamayı öğrenmemiz gereken durumlar olarak karşımıza çıkacak. Bu durum bazı sağlık hizmetlerine ulaşırken virüs riskinin alınmaması gerekliliğini de beraberinde getirmektedir. Başta psikolojik danışmanlık, evde bakım hizmetleri olmak üzere bazı sağlık hizmetleri hasta ile doktorun arasında kilometrelerce mesafe olsa dahi yapılabilir durumda olacaktır. Robot kolların kıtalar arası ameliyatlarda kullanılması, kan, idrar, tükürük gibi tahliller için numunelerin uzaktan verilebilir hale gelmesi gibi birçok tıbbi işlem uzaktan yapılabilir olmaya başladı bile.
Bu örneklere yüzlercesi daha eklenebilir. Fakat biri daha var ki ondaki değişim yönetimsel ezberleri bozacak cinsten görünüyor. Büyük plazalarda ayrılmış katlar ve bu katlara her gün koşturan departman çalışanları… Ürünler, üretimler, projeler, müşteri ziyaretleri, eğitimler, toplantılar ve yine toplantılar… Birkaç ay içinde hepsi dönüştü, değişti hatta yıkıldı. Aslında koca koca gökdelenlere çok da ihtiyacımızın olmadığı anlaşıldı önce, sonra her gün saatlerce trafik çilesini çekip ofis katlarında olma zorunluluğunun gerekli olmadığı… Birçok işin sadece bilgisayar, internet ve telefon kullanılarak yapılabileceği büyük bir çoğunluk tarafından fark edildi. Artık turnike geçiş saatlerinin değil, işin ölçülmesi gerekliliği gün yüzüne çıktı. Önce evlerde çalışma ortamları kuruldu. Ardından, plazalar bir bir kapanmaya iletişim ofisleri haline dönüşmeye başladı. Uzaktan toplantılar daha verimli hale gelmeye başladı.
Bunca değişimin, dönüşümün hatta yıkımın olduğu bir ortamda ürünlerimiz ve yöntemlerimizin de buna ayak uydurması gerekmektedir. Artık kolay erişimin olmadığı, dış desteğe en az ölçüde ihtiyaç kalınarak kurulumların yapıldığı, farklı ürün ve sistemlerle tam entegre olabilen, güvenliği ve kişisel mahremiyeti önemseyen ve sürdürülebilir ürünler eskilerin yerine almaya başladı. Rekabet her zamankinden daha çetin, hız her zamankinden daha önemli hale geldi. Müşterinin ihtiyaçlarını en iyi şekilde anlamak ve diğer tüm müşterilere uygulanabilir hale getirmekse karlılığın en temel gereksinimi oldu. Bütün bir ürünü müşteriye özel yapmaktansa, müşteri için özelleştirilebilecek bölümlere sahip kapsayıcı ürünler üretmek önemli hale geldi. Her saniye yeni bir markanın doğduğu bir ortamda markanın güvenilirliği ise elde tutulması gereken ilk değerlerden oldu.
Bu kadar çok parametrenin olduğu bir denklemi sadeleştirmek ancak etkin bir ürün yönetimi ile mümkün olabilmektedir. Tüm ekipler arasında köprü görevi görecek, pazarın dinamiklerini anlayarak ürünün bu dinamiklere göre geliştirilmesine liderlik edecek ürün yönetim ekiplerine her zamankinden daha çok ihtiyaç duyulmaktadır. Sektör deneyimi olan, ticari ve teknik altyapıya sahip ürün yöneticileri yönettikleri ürünleri rekabette öne taşıyacaklardır. Özellikle günümüzde neredeyse bütün iş kollarının uzaktan çalışmaya yönelmesi ürün yönetiminde de bu yöntemin uygulanıp uygulanamayacağı sorusunu akıllara getirebilir. Fakat ürün yönetimi özellikle bilişim sektöründe yıllardır bu yöntemi kullanmaktadır. Öyle ki bir ürün yöneticisi ya da takımı farklı kıtalardaki geliştirme ekipleri, satış ekipleri, pazarlama ekipleri, analistler ve tabi ki CEO’lar ile hiçbir aksaklık yaşamadan çalışmalarına devam etmekte ve dünyaca ünlü markalara sahip ürünleri ortaya çıkartmaktadır.
Ürün yönetim süreçleri zaman zaman büyük organizasyon yapılarının kurulması ve maliyetlerin yüksek olmasından dolayı ek bir ekip kurulmadan yürütülmeye çalışılmaktadır. Kimi zaman ürünü üreten ekiplerin aynı zamanda ürünü yönetmesi de beklenir ve sonuç çoğunlukla hüsran ile sonuçlanır. Ürün yönetim süreçleri tam da şimdi bir dış hizmet olarak şirketlerin kolay erişebilecekleri ve hızlı sonuç alabilecekleri iş modelleri sunmaktadır. Özellikle Türkiye gibi yüksek ürünleşme potansiyeline sahip ülkelerde ürün yönetimi kültürünün oluşması ve yapılan her çalışmanın ürün bakış açısıyla değerlendirilmesi uluslararası rekabette önde olacak ürünlerin geliştirilmesinde çok önemlidir. Daha fikir aşamasından başlayarak kuluçka dönemindeki girişimlerden, ileri seviye girişimlere, KOBİ’lerden kurumsal organizasyonlara kadar ürün yönetim ihtiyaçlarını bir hizmet olarak karşılamak farklı türlerdeki bu işletmelerin daha az maliyetle hızlı sonuç almalarını sağlamaktadır.
Kullanıcı davranışlarından, müşteri ihtiyaçlarına, üretimden, yönetim şekillerine kadar her alandaki dönüşümü yakalamak isteyen işletmeler, mevcut yönetim modellerinin içerisine bir hizmet olarak ürün yönetimini (PMaaS, Product Management as a Service) dahil ederek, içinde olduğumuz gibi büyük dönüşümlerin olduğu süreçlerden en iyi şekilde çıkmayı garanti altına alırlar. Ürün yönetimi kültürünü şirket kültürüne aşılayanlar ise bu tür durumlar için çok daha hazırlıklı olmayı başaracaklar.
Kadir KUĞU
PIAPEX Kurucusu
コメント